KISKANDIRMAK İLİŞKİYİ GÜÇLENDİRİR Mİ?
Kıskançlık, insanın doğasında var. İlişkilerinde kıskançlığı geri plana atabilen insanlar, işle, başarıyla, parayla ve lüks yaşantıyla ilgili hayaller kurar zaman zaman. Tüm bunlara sahip olan insanları kıskanmasalar bile onlara gıpta edebilirler. Bu da bir noktada kıskançlığın daha düşük şiddette duygularımızın arasına katılmış halidir; gıpta etmek, özenmek, imrenmek olarak ortaya çıkar… Bu isimlerle hayatımızın ayrı alanlarına sızmayı başaran kıskançlık, bu halleriyle en tehlikesiz pozisyonda, tetikte bekler. Bazı noktalarda şiddetlenerek doruğa ulaşırken, bazense hiç farkında olmadan yok olup gider. Dolayısıyla, kıskançlık farklı derecelerde hayatımızın bir parçası olarak orada bir yerde durur ve bekler.
Ancak, kıskanmak edilgen bir hale gelip, vücut bulup, “kıskanılmak” olarak karşımıza çıktığında, kıskanırken kasım kasım kasılan sinirlerimiz bir anda gevşer ve adeta jöle kıvamı alır. Karşı taraf gözümüzün önünde fay hattı gibi çatırdarken, biz zevkten dört köşe oluruz. Bu durumu yaşadığımız kişi; hem cinsimiz veya partnerimiz olabilir. Hiç fark etmez. Özellikle, pek çok kadının hayalini kurduğu bu görüntü, uzunca bir süre motivasyonumuzu yüksek tutmamızı sağlar. Bu nedenle de çiftlerde az ilgi gördüğünü, hatta ilgi görmediğini düşünen taraf, ilgiyi kendine çekebilmek için kıskandırmayı tercih eder. Kıskandırmanın da tabii farklı alanları var. Genellikle planlar iki şekilde ortaya çıkar. Biri karşı cinsten biriyle kıskandırmak, diğeri ise ilgi çekebilecek şekilde giyinmek, aramalara cevap vermemek, kısacası “başkalarıyla ilgilenmeye başlayabilirim” hissi vermek şeklinde ortaya çıkar.
Peki, bu şekilde plan yapmak ve bu planları hayata geçirmek doğru mudur? Kıskandırmak, ilişkiyi güçlendirir mi? Gelin birlikte düşünelim…
Ya düşündüğünüz gibi değilse?
Öncelikle şöyle bir geriye gidelim. İlişkinizin başlangıcında daha mı fazla ilgi görüyordunuz? Eğer öyleyse, bunu hemen kötüye yormanıza gerek yok. Bu aralar sizinle eskisi kadar ilgilenmiyorsa, hemen kötü düşünmemenizde fayda var. Belki de ona destek olmanız gereken, zor bir dönemden geçiyor olabilir. İşiyle, ailesiyle ya da ekonomik anlamda sorunlar yaşıyor olabilir. Yani hayat, yalnızca ilişki ve aşkın etrafında dönmüyor ne yazık ki; bunu hatırlıyor olmalıyız…
Özellikle, ilgisi azalan taraf bir erkekse, tüm bu sorunları sevgilisi veya eşi de olsanız bir kadına anlatmak, erkeklerin her zaman tercih ettiği bir yöntem değil. Yani bu tür sorunlar, bazı erkeklerin bakış açısıyla, onları güçlü tarafken güçsüz pozisyona düşürür. Ya da düşünün ki en masum ihtimal olarak da sevdiğiniz adam, sizin de bunlarla canınızı sıkmak istemiyor olabilir. O nedenle siz de hemen plan kurup, kıskandırmak gibi üzücü durumlar ortaya koyarak onu yormayın. Sonra siz de bunu yaptığınız için üzülebilirsiniz.
Aynı konu kadınlar için de geçerli tabii. Bir kadının size olan ilgisinin azalmasının altında mutlaka ilişkinize dair olumsuz bir neden aramanıza gerek yok. Yine ekonomik, ailevi ya da başka türlü bir sıkıntıyla karşı karşıya kalmış olabilir. Ancak, herkes duygularını ve sorunlarını anlatabilecek kadar dışa dönük olmayabilir. Siz en iyisi onunla konuşmayı, konuşmak istemiyorsa, daha sonra bu tekrar açmak üzere bu konuyu bekletmeyi deneyebilirsiniz.
İlişkinizi kıskandırmadan nasıl test edebilirsiniz?
Öncelikle, ilişkiyi teste tabi tutmak doğru bir yol değil bunu belirtelim. Çünkü duygularla gibi gözle görülmez, elle tutulmaz bir konuyu kıskandırarak gözle görülür elle tutulur bir aşamadan geçirmiş olacaksınız. Birbirine ters oldukları çok açık. Eğer amaç, karşınızdaki kişinin sizi sevip sevmediğini anlamaksa, bundan demek ki şüphe duyuyorsunuz; ortada zaten ciddi bir problem bir süredir devam ediyor demektir.
Dolayısıyla, bunu geciktirmeden bir yere bağlamanızda fayda var. Belki de alacağınız olumsuz bir cevap da olsa bunun her iki taraf için de olumlu bir geri dönüşü olabilir. Kim bilir belki bu şüphelere bir daha kapılmayacağınız bir ilişki sizi bekliyordur…