ONDAN AYRILMA VAKTİ GELDİ Mİ?
Pek çok uzun süreli ilişkinin alışkanlığa dönüşmüş olması, bazen ayrılığın ertelenmesine neden oluyor. Zaten, bittiğini kabul edememek doğamızda var. Belki de bu nedenle boş kutularını, şişeleri, bittiği halde bir umut sıkmaya devam ettiğimiz diş macunu tüplerini bir türlü atamayız. Tanıdık geldi, öyle değil mi? Peki ya sürekli içine su doldurup doldurup kullanmaya çalıştığımız sıvı sabun ve deterjan kutuları?
Evet, bitmesini istemiyoruz. Hem de hiçbir şeyin…
İlişkilere de bu şekilde bir tüp macun ve şampuan şişesi muamelesi yapmayı bırakmamız lazım artık. İlişkiyi bitirmektense mutsuz olmayı tercih etmek, maalesef aşk değil. Tamam, toplum olarak acıya da düşkünüz ve arabeskin doğup büyüdüğü topraklarda biz de yaşıyoruz. Ancak, acıyı türkülerde, şiirlerde, hatta yemeklerde bırakıp, hayatı daha yaşanılası ve keyifli bir hale getirmenizde fayda var. Üstelik, konu eğer Türk müziği ise, “Bir elimde cımbız, bir elimde ayna, umurumda mı ki dünya” adlı güzide sözleri de hatırlatmak isteriz. Hayata dair her yer acı, her şey hüzün değil yani.
Peki, ayrılmanızın vakti geldi mi? Geldiyse bunu nasıl yapabilirsiniz? İşte, artık bittiğini anlayabileceğiniz ve bunu kabul edip kendinize taptaze, pırıl pırıl bir hayat kurabilmeniz için bazı ipuçları…
Sürdürmek için “oldurma”ya çalışmayın
İlişkiyi sürdürmek istiyorsunuz ama, bir şartla; partneriniz bazı huylarını değiştirecek. Yani, başka biri haline gelecek. Bu pek doğru bir düşünce değil sanki. Sonuçta, karşınızdaki kişi, hatalarıyla, doğru veya yanlış tavırlarıyla, bambaşka bir birey. Siz de düşüncelerinizden, doğrularınızdan nasıl ki vazgeçmek istemezseniz, onu da buna zorlamamanızda fayda var.
Böyle bir durumda, partnerinizle ilişkiyi sürdürmek için ısrar etmek yerine, belki de çok daha mutlu olacağınız başka hayatlar seçmeniz sizin için daha iyi olacak. Bu duruma adapte olabilmek için, herkesin hakkınızda ne düşüneceği, “o”nsuz bir hayat olmaması gerektiği gibi takıntıları bir kenara bırakın. Çok daha mutlu ve hayalinizdeki gibi bir ilişki için kendinizi hazırlayın. Çok daha keyifli bir hayat sizi bekliyor!
Acaba kim kimi üzüyor?
İlişkilerde fedakarlık yapmak ve ilişkiye emek harcamak, ister istemez insanlarda merhamet duygusunu ortaya çıkarıyor. Birlikte olduğunuz kişi, size zor zamanlarınızda yardım etmiş, sorunlarınıza ortak olmuş, sizi çok mutlu etmiş olabilir. Bu nedenle, onun üzülmesini istemediğiniz için ayrılığın lafını etmekten çekinmeniz çok doğal.
Ancak, merhamet etmek, ilerleyen dönemlerde onu daha çok üzmenize ve kırmanıza neden olabilir. Dolayısıyla, artık gerçek bir yetişkin gibi davranıp bunu konuşmanızda fayda var. Üstelik, sakın o da siz kırılmayın diye ilişkinizi sürdürüyor olmasın?
Hislerinizle yüzleşin
İnkar etmekten yorulmuş olmalısınız. Mutsuz olduğunuzu sesli söylemek bir yana, kabul etmiyor olabilir misiniz? Bu kadar kendinizi yormayın ve hislerinizle yüzleşerek hayatın tadını çıkarabilmek adına bir adım atın.
İlişkinizle ilgili şüpheleriniz varsa, konuşarak bunu bir sonuca bağlayıp, rahat edebilirsiniz. İşte aslında bu kadar kolay! Eğer, duyacaklarınızdan endişe ediyorsanız, bu endişeyle de yaşanır mı? Üstelik belki de ortada ters giden hiçbir şey yoktur ve her şey yoluna girecektir; kim bilir…
Ancak, elbette tam tersi de olabilir. Böyle bir durumda, ikiniz için de durumu en hafif şekilde atlatabilmeniz adına, sakin bir şekilde bitirerek, uzun zamandır yorduğunuz zihninize biraz izin verin. Bırakın denizin ne kadar mavi, bulutların ne kadar beyaz, hayatın ne kadar güzel olduğunu fark etmeye başlasın.