Sadece Platonik Aşk Yaşayanların Hissedeceği 7 Durum!
“Platonik aşk” denen, son derece can yakıcı bu duygu durumu, herkesin başına hayatında bir kez olsun gelmiştir. Birine karşı saf ve karşılıksız duygularla, böylesine yoğun bir sevgi beslemek kalplerde her zaman bir iz bırakır.
Bu yazımızda, o izlerin peşinden giderek platonik sevenlerin içsel dünyasını mercek altına alacağız. İşte, sadece platonik aşk yaşayanların hissedeceği 8 durum…
O BİR POPSTAR!
Platonik aşıklar, sevdikleri kişiyi abartmayı severler. Onlar için o kişi sadece arkadaşları ya da normal bir insan değildir; dünyanın en harika erkeği/kadınıdır. Hele ki duygularını karşı tarafa açma şansını bir türlü yakalayamazlarsa, o kişi giderek “ulaşılmaz”laşır ve bir popstara dönüşür!
TUTAMIYORUM ZAMANI…
Platonik sevenler, sevdikleri kişiyle birlikteyken zamandan ve mekandan tamamen soyutlanabilirler. “Daha fazla kal…” ya da “Gitme…” deme şansları da yoktur. Ellerindeki zamana ve koşullara tutunarak birlikte geçirdikleri her anı hafızalarında dondurmak isterler. Eh, çoğu zaman başarırlar da!
BİTMEK BİLMEZ KEŞİF ARZUSU…
Platonik tutkunları, sevdikleri kişinin ilgi alanını keşfetmeye bayılırlar. O kişinin favori kitapları, filmleri ve müzikleri hakkında detaylı araştırmalar yaparlar. Her yeni keşif, heyecan verici bir macera gibi gelir. Sanki aynı filmi sevmek, aynı paydada buluşmak, “çift” gibi hissettikleri bir tür sevgi dilidir onlar için…
KÜÇÜK BİR BAKIŞ BÜYÜK ANLAMLAR TAŞIR!
Platonik aşıklar, aynı zamanda sevdikleri kişinin hayranıdır. Onun en küçük bir hareketine bile anlam yüklemeye bayılırlar! Rastgele edilmiş bir iltifat ya da uzun bir sohbetten sonra gelen küçücük bir bakış, onları günlerce düşündürebilir.
KISKANIYOR AMA SÖYLEYEMİYORLAR…
Duygularını içinde yaşamak zorunda kalan bahtsız platonikler, sevdikleri kişinin başkalarıyla olan ilişkilerini kıskanabilirler. En kötüsü de ona, bu konuda herhangi bir söz söyleme haklarının olmamasıdır. “Kimle, nerede, ne yapıyor?” diye düşünmekten delirseler de küçük bir mesajla dahi bunu sorgulama şansları yoktur. Kafalarında kurdukları ve inandıklarıyla öylece susmak zorunda kalırlar ki bu, platonik olmanın en can sıkıcı yanlarının başında gelir.
GÖZLEMLEME USTALARI…
Sevdikleri kişiyi o kadar uzun zaman uzaktan izlemiş, onu o kadar çok gözlemlemişlerdir ki, onunla ilgili her konuda tam bir eksperdirler. Aralarında bir tür telepatik bağlantı varmış gibi hislerini hemen çözerler. Kalabalık bir ortamda, okulda, iş yerinde ya da bir kafeteryada, yüzlerce göz arasından onu bulur ve tek bir bakışıyla ne hissettiğini anlarlar.
HAYALLER, HAYATLAR…
Platonik aşıklar, bir gün sevdikleri kişiyle daha fazlasını paylaşacaklarına inanmak isterler ve ona dair gelecek hayalleri kurmaya bayılırlar. Kendilerini gerçeklikten soyutlayarak hislerini açtıkları, reddedilmedikleri ve birlikte mutlu bir çift oldukları hayallere dalarlar. Tutundukları bu küçücük ümit dalı bile, onlar için saatlerce gülümsemek demektir. “Kendilerine bu şekilde acı çektirmeyi severler”desek, muhtemelen abartı olmayacaktır!
Evet, bir yanda hayaller bir yanda mevcutta yaşanan hayatlar olabilir. Çoğu zaman beklentileriniz, kurguladığınız gibi karşılanmıyor da olabilir. Ama denemeden nasıl olacağını nereden bilebilirsiniz ki? Belki bu hayalleri, gerçeklerle buluşturan kestirme bir yol vardır ve o yolda yürümek için yapacağınız tek şeyse, belki de sadece o “ilk adımı” atmaktır!