Birine Duygusal Bağımlı Olmak
Duygusal bağımlılık, ilişkilerde taraflardan genellikle birinin diğerine olan aşırı düşkünlüğünü ve kendini ondan bağımsız tanımlayamama halini ifade etmek için kullanılır. Bu durum genellikle güvensizlik, düşük öz saygı ve kendi değerini görememe gibi içsel problemlerden kaynaklanır. Eğer siz de partnerinize duygusal yönden bağımlı olduğunuzu düşünüyorsanız, gelin bugünkü yazımıza birlikte göz atalım!
Önü alınamaz onay isteği…
Birine duygusal bağımlı olmak demek, önü alınamaz bir onay isteği demektir. Kişi eğer attığı her adımı, birlikte olduğu kişiye danışıyor, onun onayı ve takdiri olmadan kendi hayatını idame edemiyorsa tehlike çanları çalıyor olabilir.
En küçük bir problemde dünya kararıyorsa…
İlişkiler elbette aydınlık günlerden ibaret değildir. Fakat duygusal bağımlılık sorunu yaşayan kişi, en küçük bir karanlığa dahi tahammül edemez. Partneriyle arasındaki sorunları gerçekçi olmayan bir şekilde algılar ve yaşadıkları ilişkiyi sık sık idealize eder. Bu da mevcuttaki tüm sorunları büyütmesine ve dünya başına yıkılmış gibi hissetmesine neden olur.
Yalnız plan yapamama durumu…
Çift aktiviteleri elbette keyiflidir ancak zaman zaman partnerlerin kendine alan açması, farklı insanlarla vakit geçirip yeni hobiler edinmesi ilişkiyi dinç tutmak açısından oldukça önemlidir. Fakat duygusal bağımlılık problemi yaşayan kişiler için bu bağımsız alanlar, tam bir işkenceye dönüşür. Bu kişiler, partnerlerinden ayrı vakit geçirmeyi sevmedikleri gibi bunu ilişkilerine yönelik bir tehdit olarak algılar ve her an tetikte olurlar. Bu durum ise karşı taraf için oldukça yıpratıcıdır.
Uyaranlara kulak tıkamak…
Duygusal bağımlılık sorunu, aynı zamanda odaklanma bozukluğudur. İkili ilişkilerde tüm odağı partnerinde olan kişi, dış uyaranlara kolaylıkla kulaklarını tıkayabilir. Birlikte olduğu kişiye yönelik yapılan en küçük bir eleştiriyi ya da arkadaşlarının ilişkisine dair taşıdığı endişeleri kabullenmez ve dahası bunu bir saldırı olarak görür. Tüm odağı partnerinde olduğu ve dünyasını onun etrafına kurduğu için olumuz işaretleri yorumlama gücü zayıftır.
Kıskançlık, yiten öz saygı ve gelecek korkusu…
İlişkisini, gündelik hayatın önüne koyan kişiler, aynı zamanda zihinlerini de partnerlerine dair taşıdıkları endişelerle doldurur. Şu an nerede, ne yapıyor, kiminle vakit vakit geçiriyor, yoksa aldatılıyor muyum gibi sorular, bu kişiler için olağan kaygılara dönüşmüştür. Bu da duygusal bağımlılık probleminin giderek anksiyeteye yol açmasına sebep olur. Türlü korkularla boğuşan kişi, kendine olan öz saygısını yitirir ve kendi değerini, partneri üzerinden ölçüp tartmaya başlar. Bu noktada ise ilişkinin tıkanması kaçınılmazdır.
Sonuç olarak, duygusal bağımlılık hem size hem de partnerinize zarar veren ve muhakkak aşılması gereken bir yanlış bağlanma sorunudur. Bu süreçte ilişkinizi sağlıklı dinamikler üzerine inşa etmek ve sınırlarınızı belirlemek için terapi, destek grupları ve kişisel gelişim çalışmalarına yönelebilirsiniz.