Günümüz İlişkilerinde Bağlanma Problemi
“Bizim zamanımızda böyle miydi canım?” Bu serzeniş yüklü soru, size de bir yerlerden tanıdık geldi mi? Muhtemelen geldi. Etrafınızdaki yaşça büyük kimselerden hemen hemen her konuda duyabilirsiniz bu sözü. Tabii, genelde aşk ve ilişkiler üzerine söylenir ki, aslında çok haksız da sayılmazlar. Zira sahiden de onların zamanında ‘böyle’ değildi. Muhallebicide oturulan, eli eline değince utanılan, gözü birbirleriyle açılan sevdaların günümüzde pek bir karşılığı kalmadı. Peki, bunun yerini ne mi aldı dersiniz? Evet, doğru tahmin. Tam da onlar; Sayıları günden güne artan o müzmin bekarlık trendi, bağlanamayanlar…
“Ya bende bağlanma sorunu var ya…”
“Sorun sende değil, bende” sendromundan mustarip olanların, yan çarıdır bu söz. Risk almak, kartlarını açık oynamak istemeyenlerin bir numaralı can simididir. Çoğu, yeni bir ilişkinin ilk evrelerinde kendini gösterirken bazıları ise sinsice gizlenmeyi tercih eder. İlişkide kuramadığı bağı, dökmek yerine davranışlarıyla ortaya koyar ve bir anda kendinizi kaotik bir ilişkinin ortasında bulursunuz. Peki, acaba gerçekten böyle bir partneriniz mi var? Gelin, birlikte inceleyelim.
Çocukluk travmaları
Günümüz ilişkilerinde bağlanma problemleri, çocuklukta aileyle sağlıklı bir bağ kurulamamasından kaynaklanabilir. Bu, kimi zaman çocuk ve ebeveynler, kimi zamansa anne ve baba arasında yaşanır. Çekirdek aile ortamında ilişkilerin kırılgan olması, terk edilme, travmatik bir boşanma öyküsü ya da ile içi şiddet gibi dinamikler bireyi, yetişkinliğinde daha yüzeysel ilişkiler kurmaya itebilir. Eğer ailesel sorunları ilişki yaşama şekline etki eden bir partneriniz varsa, sağlıklı bir iletişim için yapıcı ve son derece sabırlı olmanız gerekebilir.
Aldatılmış partnerlere dikkat!
Bağlanma problemlerinin temelinde bit zamanlar kırılan güven duygusu yatabilir. Eğer partnerinizin geçmişinde tatsız bir aldatılma hikayesi varsa, size kendini tüm yönleriyle açmakta ve haliyle bağ kurmakta zorlanacaktır. Bu durumda karşınızda potansiyel bir bağlanamayan olduğunu unutmamanızda yarar var!
Öğrenilmiş çaresizlik
Psikolojide, olumsuz tekrarlamalarla kırılan şevki ve kabullenişi ifade eden bu kavram duygusal ilişkilerde de geçerlidir. Yaşadığı çoğu birliktelik terk edilmeyle noktalanan bir kişi, bir sonraki ilişkisine ‘nasılsa terk edileceğim’ önyargısıyla başlayabilir ve bu kabullenişte olan biri, partneriyle arasında bağ kurmamaya gayret eder. İncinmemek için kabuğuna çekilir. O kabuğu kırmak da, tahmine edeceğiniz üzere, hiç kolay olmayacaktır.
Şıpsevdi alarmı
Bugün size, dünya üzerindeki en önemli kişi gibi davranırken yarın haritadaki yerinizden habersiz olan, cinsel bağları ilmek ilmek örerken duygu bağlarında yumağı biten bu güruh da bağlanamayanların kemik kitlesidir. Neyse ki kendilerini çok çabuk belli ederler. Bağ kuramamayı çözülmesi gereken bir sorun yerine karakteri olarak gören bu şıpsevdi kimseler, derin bir ilişki beklentisi olanlar için muhtemelen doğru bir tercih olmayacaktır.